31 Aralık 2014 Çarşamba

Yeni Yıl, Düşüncelerim, Yapmak İstediklerim


;)

2014' ün son gününden Merhabalar.. Bu yıl bittiği için hafif bir üzüntü ama yeni yıl içinde tatlı bir heyecan var içimde. 2014'te sevdim, kaybettim, değiştim. Zor bir yıldı ama bir sürü şey öğrendim. Hayatımda büyük değişiklikler yaptım, blog açtım, bir çok şeyin farkına vardım . Aynı şeyleri ülkemiz için söyleyemeyeceğim ama unutmayın,  2014 artık geride kaldı. 

 Yeni bir yıl ve yeniden başlamanız için bir fırsatınız var. Yapacağınız şeyleri düşünmeyi bırakın ve yapmaya başlayın. 2014' te olan şeyleri unutun ve devam edin. Risk alın, kendiniz olun. En önemli şeyin kendiniz olduğunu unutmayın, bir karar verirken, bir şey yaparken her zaman önce kendinizi düşünün. Çünkü bu sizin hayatınız, önemli olan sizsiniz.
             
:)


Küçük şeylere kafanızı takmayın, en önemli şeyin sağlığınız olduğunu geride kalan her şeyin düzelebileceğini unutmayın.

Ailenizi unutmayın. Uzakta olsanız da her zaman arayın. Unutmayın herkes çekip gider ama aile her zaman sizin yanınızda kalır. 

Sevin!! Sevmekten, değer vermekten korkmayın, ama hiç kimseye kendinizden çok değer verip, hiç kimseyi kendinizden çok sevmeyin.

Güzel arkadaşlıklar kurun. Dedikodu yapmaktan, içmekten daha derin ve önemli şeyler yapabileceğiniz; Kahvaltılara gidebileceğiniz, birlikte ağlayabileceğiniz, birlikte gülebileceğiniz, her şeyi anlatabileceğiniz, sizi her zaman destekleyen ve size inanan kişilerle arkadaş olun.

Kaybetmekten, vazgeçmekten korkmayın. Değişmekten korkmayın niye desinler, kime ne deyin, ne yaparsanız yapın önce kendiniz için yapın. Kendi fikirlerini, istediklerini kontrol edebilen biri hayatını kendi yolunda yaşar.



DILARA

2014'te yapmak isteyip cesaret edemediğiniz ya da yapamadığınız şeyleri bu yıl yapmaya başlayın. Kilo mu vermek istiyorsunuz ? Vermek için çabalayın spor yapın, sağlıklı beslenin. Blog mu açmak istiyorsunuz ? Açın. Hiç bir şey bilmiyorum demeyin bu işi yaparken kimler her şeyi biliyordu ki? Fotoğraf mı çekmek istiyorsunuz? Çekin. Gitmek istediğiniz yerlere gidin, yurt dışına çıkın, yeni diller öğrenin, spora başlamak istiyorsanız başlayın, bol bol kitap okuyun. Ama boş durmayın. 

Ve tabii ki huzur.. Hayatın karmaşasında kendinizi unutmayın. Hayat kötü yaşamak için çok kısa. Bu yıl size iyi gelen şeyleri yapın. Kendinizi geliştirin. Ailenizi unutmayın. Sevin, kaybetmekten korkmayın. Mutlu olun.






13 Aralık 2014 Cumartesi

Kitap Yorumu: Deha - Marie Lu (Efsane #2)

deha-marie-lu


June ile Day'in yaralı bir halde Cumhuriyet'ten firar etmelerinin üzerinden yedi gün geçmiştir. Bu sırada en akla gelmeyecek şey gerçekleşir: 
Seçmen Primo ölür ve yerini oğlu Anden alır. Cumhuriyet kaçınılmaz bir şekilde kaosa sürüklenirken ikili, Day'in erkek kardeşini kurtarmak ve onları Koloniler'e götürmek için yardım etmeye gönüllü bir grup Vatansever isyancıyla güçlerini birleştirir. Ancak Vatanseverlerin bir talebi vardır: June ve Day yeni Seçmen'e suikast düzenlemelidir.
Bu eylem, uluslarına değişimi getirmek ve çok uzun süredir susturulan bir halka sesini geri kazandırmak için ellerindeki tek şanstır. Ancak June bu yeni Seçmen'in, babasına hiç benzemediğini fark ederek kararsızlığa düşer. Ya Anden yeni bir başlangıcın anahtarıysa ve Vatanseverler yanılıyorsa? Ya devrim yolu kayıp vermekten, intikam almaktan ve kan dökmekten geçmiyorsa?

"Bir başyapıt." 
-The Los Angeles Times-

"Bu kitabı bir oturuşta bitireceksiniz, o yüzden takviminizde yer açın. Çok etkileneceksiniz…" 
-The New York Journal- 

"Ustaca tasarlanmış bir dünya, siyasi oyunlar ve inandırıcı karakterler… Yazar kaleme aldığı entrika ve okura hissettirdiği edebî hazla Efsane'nin devamının ilki kadar başarılı olduğunu kanıtlıyor." 
-The Los Angeles Times-

                                        -----------------------------------------------


   Okul, dersler ve birazda üşengeçliğim derken blogla pek ilgilenemedim. Kitabı bitireli bir hafta oldu, ancak bugün yazabiliyorum. Yazı özlememin nedenlerinden biri de bu. Yazın ne güzel bütün gün kitap okuyordum, okumadığım zamanlarda da blogla ilgileniyordum. Artık yaz gelmeli.

   Deha HARİKAYDI. Her sayfasını merakla çevirerek okudum. Aksiyon, macera ve aşkı her  sayfasında tadıyorsunuz.. İlk başlarında birinci kitap daha güzeldi diye düşündüm ama yarısından sonra fikrim değişti, en az Efsane kadar iyiydi. Umarım üçüncü kitap en yakın zamanda çevrilir.Böyle bir sonla kitap mı bitirilir yahu ? Galiba Marie bizi meraktan öldürmek istiyor. Kitabı bitirdiğimde hissettiklerimi size anlatamam.



                         
                         ------Spoiler içerir-------
 Efsane'nin sonunda June vatanseverle işbirliği yapıp Day'i idamdan kurtarmıştı ve herşeyi geride bırakıp Day ile birlikte Vegas'a kaçmıştı. Kitapta bu olayın bir kaç gün ilerisinden başlıyor. Day yaralıdır ve kardeşi Eden'ı bulması gerekmektedir. Bunu başarmasının tek yol da Vatanseverlerden destek almaktır.

June Iparis.

June ve Day bu şekilde devam ederlerken çok şaşırtıcı bir şey olur ve Seçmen Primo ölür. Yerine ise oğlu Anden geçer. Bu sırada Vatanseverler June ve Day'e yardım etmeyi kabul eder. Tabii yapılan bu iyiliğin elbette bir karşılığı olacaktır. Vatanseverler lideri Razor, yeni seçmen Anden'e düzenlenecek olan suikastta June ve Day'in yardımını istiyordur. Day bunu hemen kabul eder çünkü kardeşini kurtarmak için herşeyi yapmaya hazırdır. June için ise işler biraz karışıktır. Teklifi kabul etse bile aklında hala bazı tereddütler vardır. Doğduğundan beri Cumhuriyet'in ilkelerinden giden ve bunun için yetiştirilen birisinin bir kaç gün içinde taraf değiştirmesi kolay değildir.

Who will be Champion? | via Tumblr

Day iyileştikten sonra Vatanseverler hemen harekete geçerler ve suikast için Day ve June'un görevleri belli olur. June'un Seçmen'i kandırması ve öldürüleceği yere getirmesi gerekmektedir. Bu onun için kolay olacaktır çünkü Seçmen Anden'ın June'a karşı hisleri vardır. June Seçmen'i yakından tanıdıkça Vatanseverlerin onun hakkında söylediklerinin yanlış olduğunu anlıyor. Çünkü Seçmen Anden babasına hiç benzemiyor ve Cumhuriyet için iyi şeyler yapmayı planlıyordur.

Day Tess ile geçirdiği zamanlarda Tess'in ona karşı davranışlarında bir değişiklik olduğunu sezer. Bunun nedeni ise Tess'in Day'e karşı beslediği duygulardır. Fakat Day buna olumlu bakmaz çünkü Tess'i kardeşi olarak görmektedir ve kendisinin June'a olan duyguları apaçık ortadadır. 

June ise artık Seçmen Anden'ın öldürülmesini kesinlikle istemiyordur çünkü onun Cumhuriyet için planlarının iyi olduğundan emindir ve bunu Day' e söylemenin bir yolunu bulup suikastı durdurmalıdır.  June bunu Day'e söyleyebilecek mi yoksa Seçmen Anden'in ölümüne göz yummak zorunda mı kalacak?

                                                   ---------Spoiler bitti---------



  


Kitap yazarın ilk kitabıymış. İlk kitaplar nasıl bu kadar muhteşem olabiliyor ? 
Hush Hush serisi de yazarın ilk kitabıydı ve oda muhteşemdi (Hush Hush serisine hiç girmeyeyim kendimi durduramıyorum aklıma gelince). 14 yaşında başlamış seriyi yazmaya ve kesinlikle değmiş.

June Efsane'de olduğu gibi beni kendine hayran bıraktı. Zekasıyla,aldığı kararlarla, düşünce yapısıyla kesinlikle favori kız karakterim. Ayrıca on beş yaşında olmalarına rağmen olgunlukları ve yaptıkları şeyler beni kendilerine hayran bıraktı.

June'u ne kadar sevdiysem Day'e de o kadar kızdım. Özellikle June'a karşı olan bazı davranışları. Spoiler vermek istemiyorum o yüzden anlatmıyorum neye kızdığımı.


  Yazarımız aynı zamanda aşk dörtgeni yapmayı unutmamış ve insanı gıcık eden bir aşk dörtgeni oluşturmuş. Aşk üçgenlerini, dörtgenlerini hiç sevmedim. sevemedim. 

  Eğer kitabı okumadıysanız, kesinlikle okuyun. Benim favori serilerimden biri oldu. Sizin de beğeneceğinize eminim. 
  

1 Aralık 2014 Pazartesi

Kitap Yorumu: Efsane - Marie Lu (Efsane #1)



Gerçek, Efsane'ye dönüşecek

Bir zamanlar Amerika Birleşik Devletleri'nin batı kıyısı olarak bilinen yerde şimdi Cumhuriyet adında, komşularıyla sürekli savaşan bir ülke vardır. Cumhuriyet'in seçkin sınıfından gelen on beş yaşındaki üstün yetenekli June, askerî bir dehaya sahiptir. İtaatkâr, hırslı ve kendini ülkesine adamış bu genç kız onun uğruna her şeyi yapmaya hazırdır. Fakir bir aileden gelen on beş yaşındaki Day ise ülkenin en çok aranan suçlusu ve bir devlet düşmanıdır. Kendisi gibi asker olan ağabeyi Metias öldürülünce June, Day'in peşine düşer. İnandıkları şeyler uğruna savaşan bu iki gencin kesi?en yolları, onları Cumhuriyet'in karanlık sırlarına götürecektir.

"Efsane, söylendiği kadar iyi olmakla kalmıyor, bunu kesinlikle hak ediyor." 
-The New York Times-

"Bir 'efsane' doğuyor." 
-USA Today-

"Bilimkurgu ve aksiyonun heyecanlı bir karışımı... Bu kitap Açlık Oyunları hayranlarına okumaya değer bir şey verecek." 
                                                                           -Voya-


                                                              _____________________________________

 Bir zamanlar Amerika Birleşik Devletleri' nin bulunduğu bölgede şimdi bir Cumhuriyet vardır. Yaşam koşulları son derece kötüdür. Seçkin insanlar rahat bir şekilde yaşarken fakir aileler hastalıklarla boğuşuyor, yiyecek yemek bile zor buluyorlardır. Birde devletin her 10 yaşındaki çocuğa yaptığı Deneme adlı bir sınav var tabii. Sınav bedensel ve zihinsel olarak yapılıyor ve belli bir puanı geçen çocuklar devlet için çalışıp iyi yerlere gidiyordur, düşük puan alan çocuklar ise çalışma kamplarına gönderiliyor, öldürülüyor ya da sokaklarda yaşıyorlardır. 

 June seçkin bir aileden gelmiş, annesini ve babasını acı bir kazada kaybetmiş, asker abisi Metias ile yaşıyordur. Ve henüz 15 yaşında olmasına rağmen üniversiteye gidiyordur. Neden mi ? Çünkü Deneme'den 1500 yani tam puan almış, bir ilki başarmış ve sınıf atlamıştır. Aynı zamanda da bir o kadar hırslıdır ve kendisini ülkesine adamıştır.

 Day ise fakir bir aileden gelmiş, denemeden düşük bir puan almıştır. Bu nedenle ailesinden koparılmıştır, herkes öldüğünü zannetse de aslında hala hayattadır ve ülke de aranan bir suçlu aynı zamanda da devlet düşmanıdır. Başına ödül bile koyulmuştur ama Day gözünü ailesinin üzerinden ayırmıyor ihtiyacı olan şeyleri Cumhuriyet' ten çalıp onlara veriyordur.

Day yine ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için gizlice girdiği yerde kendini çok belli eder ve kaçarken June'un abisi Metias'ı öldürür. Bu olaydan sonra Komutan Jameson, June' u abisinin yerine geçirir ve ondan Day' i bulmasını ister. 



Daha fazla anlatmamak için kendimi durdurdum resmen. Kitap adının hakkını veriyor. Gerçekten harikaydı, uzun zamandır bu kadar güzel bir kitap okumamıştım. Yemek yerken bile elimden bırakamadım ve 1,5 günde bitirip ikinci kitabı almak için resmen D&R'a koşturdum. 
  
 Karakterlere BA-YIL-DIM! Normalde kız karakterleri bu kadar çok sevmem ama June.. Favori kız karakterim oldu. Zekasıyla, güçlülüğüyle, asaletiyle resmen beni kendine hayran bıraktı. Day' de aynı şekilde, onu sevmemin 5000 nedenini yazabilirim. 

Her sayfasında gizem, aksiyon, aşk.. Çok güzeldi.. Sevmediğim bir yanını bulmaya çalışıyorum ama yok! Distopya türü sevenlerin kesinlikle okuması gereken bir kitap. Ayrıca kitap kapağını da çok beğendim, ciltli kapaklar çok hoşuma gidiyor. 






''Seni bulacağım, Los Angeles'ın sokaklarını didik didik edeceğim. Gerekirse Cumhuriyet'teki her bir sokağı arayacağım. Seni oyuna getireceğim, kandıracağım, bulabilmek için yalanlar söyleyeceğim, insanları aldatacak, hırsızlık yapacağım, saklandığın yerden çıkmaya zorlayacak ve kaçacak hiç bir yerin kalmayana kadar takip edeceğim. Sana yemin ediyorum: Hayatın artık bana ait!'' -June Iparis

''Cumhuriyet broşu takılıydı.Saçım topuz yapılmıştı, bir omzumda lüleler salınıyordu, kulağımın arkasında da beyaz bir gül sabitlenmişti. Boynumdaki gerdanlıkta inciler diziliydi. Göz kapaklarıma simli, beyaz göz kalemi çekilmişti,kirpiklerim kar tozuyla kaplı, gözlerimin altındaki şişlik parlak beyaz pudrayla kapatılmıştı. Üzerimdeki her renk benden koparılmıştı, tıpkı Metias'ın hayatımdan koparıldığı gibi.''  -June Iparis


''Her gün yeni bir yirmi dört saat demek. Her yeni gün her şeyin tekrar mümkün olması demek. Anın içinde yaşıyorsun, anın içinde ölüyorsun, geçmişi ya da geleceği düşünmeden, ışıkta yürümeye çalışıyorsun.'' -Daniel Altan Wang (Day)



Kitapları şarkılarla pek eşleştirmem ama bu şarkı bana kitabı çok hatırlattı. Keyifli okumalar :)
             
                                                                 



29 Kasım 2014 Cumartesi

KVBT 2.Tur 2. Gün. | Uyuyan Güller - RaShelle Workman | Yorum ve Okumak İçin 5 Neden



Sophie yalan Bir evlilik yapmıştır. Tehlikelerle dolu bir evliliğinden kurtulmak isteyen Sophie,yeni bir yaşam kurmaya karar vererek kocasından ayrılır. Ama kocasının onu rahat bırakmaya niyeti yoktur. Sophie ya onun olacaktır, yada hiç kimsenin artık av ve avcı karşı karşıyadır 


Evden hızla çıktığında başına geleceklerden habersizdi.Tek hatırladığı şiddetli bir yağmur ve kullandığı arabanın hızla kaymasıydı.

-Uyuyan Güllere Övgüler-

Eğer Amazon'un listesinde olsaydı, bu kitaba on yıldız verirdim, o kadar güzel bir kitap" The Debut Books

"Hiç ummadığınız bir şaşırtmacayla, bu kitap, okuyup, bitirene kadar elinizden düşmeyecektir."
-Cyruss 1264 -

"Beklenmedik, gizemli ve olabildiğince harika! Acaba gerçekten olmuş mudur diye beni merak içinde bıraktı." 
-Jek Jamison-
(Tanıtım Bülteninden)


Sayfa Sayısı:348
Baskı Yılı:2014
Çeviren:Kahraman Türel Uluocak
Orjinal Adı:Sleeping Roses
Goodreads Puanı:3.64/5

_____________________________________
  
Sophie annesi ile babasını yürek burkan bir trafik kazasında kaybetmiş, üniversiteye gittiği dönemde Rina ve David ile tanışmıştır. Rina tanıştıkları andan itibaren Sophie' nin en yakın arkadaşı olmuş, onu hiç bir zaman yanlız bırakmamıştır. David ile de kısa sürede birbirlerine aşık olup bir kaç ay içinde evlenmişlerdir. Sophie evlendikten bir süre sonra bunun çok yanlış bir karar olduğunu anlamıştır, çünkü David onun evlenmeden önce tanıdığı adamın tam tersi bir adam olmuştur. Sophie'yi sürekli tehtid eden, kısıtlayan, nereye ne zaman gittiğini saatine kadar not almasını isteyen ve eğer kendisinden ayrılırsa onu öldüreceğini bir adama dönüşmüştür. Sophie David'in bu yaptıklarına rağmen ondan ayrılmayı düşünmemiştir, ta ki David'i başka bir kadınla yakalayana kadar. Sophie bu olaydan sonra David' den ve evden ayrılmaya karar verir. Tabii bunu yapmak onun için verilmesi çok zor bir karardır. Çünkü David'in onu öldürmek konusunda şaka yapmadığını herkesden iyi biliyordur ve haklı da çıkmıştır. David kısa bir süre sonra onu rahatsız etmeye başlamıştır ve Sophie'nin ona dönmeyeceğini anladığı an, Sophie David'i tek başına durduramayacağını anlamıştır.

   Kitap çok akıcıydı yetiştiremeyeceğimi düşünmüştüm ama çok çabuk bitti ve beni çooook şaşırttı. Son sayfalarda bir ara ağzım açık kaldı. 

   Hikayenin en heyecanlı yerlerinde Phillip'in gelmesi, daha da heyecanlı yaptı. Anlayışlılığıyla, kibarlığıyla ve yakışıklılığıyla beni kendisine hayran bıraktı.



   Kitap dünyada ve ülkemizde çok görülen bir olay olan kadına şiddeti anlatmış. Tamamen olmasa da en azından nasıl hissettiklerini neler yaşadıklarını anlamamıza yardımcı oldu. Bana Michelle Knight'ın Beni Bulun adlı kitabını hatırlattı. O kitabı duydukça bir garip oluyorum gerçekten herkesin okuması gereken bir kitap.



  Rina'ya da hayran kaldım. ''Arkadaş dediğin böyle olur'' dedirtiyor insana. Ne yaşanırsa yaşansın, olaylar ne kadar tehlikeli hale gelirse gelsin Rina her zaman soğukkanlı oldu ve Sophie'yi hiç yanlız bırakmadı. Her zaman onun yanında oldu.

  Kitabın çevirisine bir türlü ısınamadım, ayrıca aralarda da yazım hataları vardı. İsimler karıştırılmıştı ama o kadar da çok etkilemedi beni. 
                                                    
                                                           _____________________________________


 Kitabı Okumak İçin 5 Neden

1)Ülkemizde ve dünyada çok görülen bir olay olan kadına şiddete bu kitapta da yer verilmişti. Şiddete mağdur olan kadınların yerine kendimizi koyup biraz da olsa neler yaşadıklarını ve neler hissettiklerini anlayabiliyorsunuz.

2)Sophie ve Rina'nın arkadaşlığı kıskanılır derecede güzeldi. Başlarına ne gelirse gelsin hep birlikte savaştılar.

3) Sophie çok güçlü bir karakterdi, olaylara karşı duruşu, bebeğine olan sevgisi, hiç pes etmemesi... Beni kendine hayran bıraktı.

4)Yazar konuyu çok güzel işlemişti, çok akıcıydı. Tahmin ettiğimden çok daha kısa bir sürede bitirdim.

5)Sizi son bölümlere doğru çok şaşırtacak bir kitap.

Kitabı 1'i Facebooktan, 2'si Rafflecopterdan olmak üzere 3 kişiye hediye hediye ediyoruz. Facebook sayfamızdaki çekilişe buradan ulaşabilirsiniz.
Bize destek oldukları için Elf Yayınları'na teşekkür ederiz :)


    

                                                              Rafflecopter giveaway



                 
                      

28 Kasım 2014 Cuma

KVBT 2.Tur 1. Gün. | Uyuyan Güller - RaShelle Workman | Kitap Tanıtımı

 


Sophie yalan Bir evlilik yapmıştır. Tehlikelerle dolu bir evliliğinden kurtulmak isteyen Sophie,yeni bir yaşam kurmaya karar vererek kocasından ayrılır. Ama kocasının onu rahat bırakmaya niyeti yoktur. Sophie ya onun olacaktır, yada hiç kimsenin artık av ve avcı karşı karşıyadır 


Evden hızla çıktığında başına geleceklerden habersizdi.Tek hatırladığı şiddetli bir yağmur ve kullandığı arabanın hızla kaymasıydı.

-Uyuyan Güllere Övgüler-

Eğer Amazon'un listesinde olsaydı, bu kitaba on yıldız verirdim, o kadar güzel bir kitap" The Debut Books

"Hiç ummadığınız bir şaşırtmacayla, bu kitap, okuyup, bitirene kadar elinizden düşmeyecektir."
-Cyruss 1264 -

"Beklenmedik, gizemli ve olabildiğince harika! Acaba gerçekten olmuş mudur diye beni merak içinde bıraktı." 
-Jek Jamison-
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı:348
Baskı Yılı:2014
Çeviren:Kahraman Türel Uluocak
Orjinal Adı:Sleeping Roses
Goodreads Puanı:3.64/5

_____________________________________
  
TUR TAKVİMİ

1.Gün / Naz'lı Kitaplık - Yorum ve Çekiliş
  Kitap Kurdunun Düşünceleri - Kitap Tanıtımı

2.Gün / Bin Tatlı Yıl - Yorum ve Alıntılar
Kitap Kurdunun Düşünceleri - Yorum ve Okumak İçin 5 Neden

3.Gün / Fuşyamsı Düşünceler - Yorum ve Müzik Listesi
Naz'lı Kitaplık - Yazar Tanıtımı 

4.Gün / Fuşyamsı Düşünceler - Cast Seçimi
Bin Tatlı Yıl - Yurtdışı Kapakları

_____________________________________


Kitap Vampirleri olarak ikinci turumuzu almanın mutluluğunu yaşıyoruz. Yoğunluktan dolayı uzun bir süre tur alamamıştık, bundan sonra daha fazla almaya çalışacağız. 
Kitabı 3 kişiye hediye ediyoruz, ikisi Rafflecopter'dan birini Facebook sayfamızdan. Facebook çekilişine buradan katılabilirsiniz.
                                                               

a Rafflecopter giveaway

2 Kasım 2014 Pazar

Kitap/Yazar İsimlerinin Baş Harfleriyle Blog/Blogger İsmi

Relaxing

  Şu ana kadar gördüğüm en güzel etkinliklerden biriydi. Ben mimleyen Kitap Keyfim'e çok teşekkür ederim. Etkinlikte kendi adınızı ya da blogunuzun adını kitaplarla yazıyorsunuz.Adınızı yazarken de yazarın ya da kitabın adını kullanıyorsunuz.Ben blogumun adı  uzun olduğu için çoğu harfe kitap bulamadım, ismimde kısa olacağından Kitap Kurdu yazdım. Bütün evi talan etmeme rağmen R harfi ile başlayan kitap bulamadım bende yazarın isminden yaptım.





                                Kurtlara Söyle Eve Döndüm
                                İlk Son Öpücük
                                Tatlı Bela
                                Alaycı Kuş
                                Paris'te Balayı

                                Kemikler Şehri
                                Umutsuz
                                Rachel Vincent
                                Duman ve Kemiğin Kızı
                                Uyumsuz
  

 Bu etkinlik için  Kitap Karavanı'nı , Bin Tatlı Yıl'ı mimliyorum :) 



18 Ekim 2014 Cumartesi

Mim #3:Biraz Müzik Biraz Ben

Vinyl💿

Çok eğlenceli bir mimdi. Beni mimlediği Naz'lı Kitaplığa çok teşekkür ederim :)

1. Müzik denildiğinde aklınıza gelen ilk kelime?
Rahatlatıcı. Gergin olduğum, sinirli olduğum, mutlu olduğum kısacası her türlü zamanımda beni rahatlattığı ve düşüncelerimden uzaklaştırdığı için rahatlatıcı diyeceğim.

2.Hiç müzikten bıktığınız oldu mu? Veya dinlemeye ara verdiğiniz?
Hayır, asla olmadı olmaz da. Ders çalışırken, arabada giderken, yürürken, kitap okurken, otururken, yemek yerken neredeyse her zaman dinliyorum. Benim için nefes almak gibi bir şey. 
                                      
                                           image

3.Hayatınız boyunca hayranı olduğunuz bir ses sanatçısı oldu mu? Posterlerini odanıza astığınız, fan dediğimiz türden yani?
Evet, bir kaç yıldır Justin Bieber hayranıyım. İlk dinlediğimde hiç sevmemiştim ama sonradan bir şey oldu kendimi onu dinlerken buldum, neredeyse her şarkısını biliyorum. Daha önce dinlememiş olsam şu an dinletseler sever miydim bilmiyorum, geçmişten gelen hayranlıkları bırakmak zor :D Ayrıca Imagine Dragons, Duman, Ed Sheeran, Bruna Mars, Coldplay, Train, Birdy, One Republic gibi bir çok grup ve sanatçıyı da çok seviyorum.

4. Kitap okurken müzik dinler misiniz? 
Evet dinlerim. Genelde kitabın türüne uygun müzik dinlerim. Mesela romantik-dram türü olan bir kitabı okurken elektronik müzik dinlemem daha yavaş ona uygun parçalar dinlerim.

5. Çok klasik ama yine de sormak istiyorum. Sizin türünüz ne?
Aslında bulunduğum moda göre değişir ama pop ve slow parçalar diyeceğim.

6.Asla dinlemem dediğiniz bir tarz var mı?
Çoğu bloggerın dediği gibi bende Arabesk rap diyeceğim. Asla dinlemem.

7. Size bir şarkıcı olsanız kim olmak isterdiniz desem?
Selena Gomez. Net.

8.İmkanınız olsa ülkemizde müzikle ilgili neyi veya neleri değiştirmek isterdiniz?
Ön yargılar diyeceğim. Ülkemizdeki çoğu kişinin bazı yabancı şarkıcılara karşı ön yargılı bir tavrı var. İnsanlar birbirlerine karşı saygılı olmalılar. 
                                           
                                              qoute | Tumblr

9. "Bu şarkı benim!" dediğiniz bir şarkı var mı? 
Öyle dediğim bir şarkı yok ama dinlemekten bıkmayacağım ve çok sevdiğim bir şarkı var; One Repuclic- Apologize


10. TV'lerde bol bol yayınlanan Talk Show programları hakkında ne düşünüyorsunuz? Özellikle sunucusunun ses sanatçısı olduğu programlardan bahsediyorum.
Talk Show olarak Ellen ve Jimmy Kimmel izliyorum. İkisini de çok eğlenceli showlar herkese tavsiye ederim. 

11. Kim şarkı söylemesin sorusuna vereceğiniz ilk isim kimdir?
Bu soruya cevap vermeyeceğim. Herkesin müzik zevki farklıdır.Ben hoşlanmadığım kişileri ve şarkıları dinlemiyorum, onlarda bana kalsın. 

Çok eğlenceli bir mimdi. Bu eğlenceli mim için Agnes WoodKitapların SenfonisiKitap Keyfim ve Fuşyamsı Düşünceleri mimliyorum :)

16 Ekim 2014 Perşembe

KVBT 1.Tur 3. Gün. | Tutku Çemberi - Paula Quinn | Yorum ve Alıntılar


Sayfa Sayısı: 365
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Epsilon Yayınları



O her kadının hayaliydi… Esmer, yakışıklı ve 'Tutkulu' lakabına sahip Lord Brand Risande, baştan çıkarıcılığın vücut bulmuş haliydi. 

Ama savaş alanı ve yatak odasındaki hünerinin altında çok acı bir sır vardı: kalbini mühürleyen ihanet. Herkese korku salan bu şövalye, savaşta kazandığı toprakların başına geçmek üzere yola çıktığında en heybetli düşmanıyla karşı karşıya geleceğinin farkında bile değildi.


…Fakat yalnızca bir kadının kaderiydi. Leydi Brynnafar Dumont halkını korumak için her şeyi yapmaya kararlıydı… Buna babasını yenen vahşiyi baştan çıkarmak da dahil. Soğukkanlı bir canavar beklerken, onun yüzüne bile bakmayan son derece çekici bir erkekle karşılaşacaktı. Tüm masumiyetine rağmen, mücadeleye değecek tek savaşta Lord Brand'i yenmek için tüm cazibesini kullanmak zorundaydı…
Aşk savaşında…



                                        ________________________________


İlk turumuzun üçüncü günü ve çok mutluyum. Bize destek olan epsilon yayınlara teşekkür ederim :)

 Lord Richard'ın kızı leydi Brynna babasıyla Avarloch'ta ki kalelerinde yaşayan çok güzel, özgür ruhlu, güçlü bir kızdır. Lord Richard hayatı boyunca hiç bir savaşta yenilmeyen, dıştan ne kadar sert görünse de kızının yanında melek gibi bir adama dönüşen savaşçı bir babadır. 

  Taki bir savaşta Normandiya'lı Lord Brand'e yenilene kadar. Her yenilginin bir bedeli vardır, bu yenilginin bedeli ise kaleyi Lord Brand'e vermektir. Brynna bunu duyunca resmen yıkılır. Halkını ve kaleyi orada bırakıp gitmek istememektedir ve bunun için tek çözüm barışın devam etmesini sağlayıp Lord Brand'le evlenmektir. 

  Brynna tanımadığı bir adamla evlenmeyi istemese de halkı için bunu tereddüt etmeden kabul eder fakat Brynna'nın fikri Brand'i gördüğü anda değişir ve onu iki yıl öncesine, gölde bir kadınla  yüzerken gördüğü ve yüzünü asla unutamadığı adama götürür. Brynna Brand'in o anki mutluluğunu ve aşkla dolu gülüşünü asla unutmaz. Evlenirken bile kendisine Brand'i sevmemeyi çünkü onun başka bir kadını sevdiğini tembihleyen Brynna bunun boşuna olduğunu anlar. Çünkü gün geçtikçe o Brand'e daha çok bağlanmaktadır ve onunda aynı şekilde hissetmesini isteyip Brand'in kalbindeki buzulları eritmeye kararlıdır. 

 Bugüne kadar tarihi romanlara karşı çıktığım için kendime kızdım. İlk kez 1600'lerde geçen bir kitap okudum ve bu kadar seveceğimi tahmin etmezdim. Brynna'yı çok sevdim, özgür ruhlu ve güçlü olması zaten beni ona resmen bağladı.

 Brand ile olan atışmalarını okumak çok zevkliydi. Şimdi Brand deyip susmak istiyorum. Ama olmazzz. O nasıl bir karakterdir ya gülüşüyle yapamayacağı şey yok. Resmen aşık oldum.

 Çok akıcı bir kitaptı nasıl geçtiğini anlayamadan bitirdim. Tarihi aşk romanları sevmiyorsanız bile bence bir kez daha şans vermelisiniz. Keyifli okumalar :)



''Avarloch'tan ayrılmıyorum. Bundan emin olabilirsin. Ve eğer seni görmezden gelmek işe yaramazsa-'' şimdi tıpkı Brand gibi şeytani bir şekilde gülümsüyordu-''seni yatağında öldürebilirim.'' Brand görenlerin kalbini sıkıştıracak bir şekilde sırıttı.
 ''Bu kulağa çok çekici geliyor.''



''Bana gülümsüyorsun,'' diyerek kızardı Brynna. ''Bakışlarının arkasında başka anlamlar gizlenmeden bana ilk kez gülümsüyorsun.'' ''Bakışlarımın seni daha önce öpmek istediğini gizlediğini sanmıyorum.'' dedi Brand




''Seni bu kadar mahvedecek ne yaptı?'' diye sordu Brynna.
''Onu sevmemi sağladı.''
 diye cevap verdi Brand sessizce.



''Ah Tanrım, ya bu alçağa aşık olursa, o zaman ne yapacaktı? Brynna yavaşça kafasını iki yana salladı ve aşkla ilgili çocuksu düşüncelere kapıldığı için kendine kızdı. Buna rağmen Brand'in kollarının arasında olduğu anların hatırası aklına hücum etti ve o an, onu sevmenin kendisine yetmeyeceğini anladı. Onun tarafından da sevilmek istiyordu.''



''Brand'in onu seveceğine dair ettiği yemini dinleyen Brynna, adamın sözlerinde gizkenen bir umut duymuştu. Çenesini yukarı kaldırdı ve omuzlarını dikleştirdi. O bir savaşçının kızıydı. Ne kadar süreceği umrunda değildi, ne olursa olsun bu adamın kalbini kazanacaktı.''



''Beni mutlu edeceksin Brynna. Sadece sana bakmak bile beni mutlu ediyor.''
Dük William'ın sözleri kulaklarında yankılandı. Savaşmaktan başka seçeneği olmadığını biliyordu. Şansına, savaşmak bildiği bir şeydi. Bir şekilde bu savaşçının aşkını kazanmalıydı. Donuk kalbini eritmenin bir yolunu bulmalıydı.''Savaşmaya değer.'' ''Evet, o savaşmaya değer,'' diye fısıldadı ve siyah buklelerini okşadı. ''Ve benim sevgili savaşçım, kazanan ben olacağım.''


Çekilişe katılan kişilerden birine kitabı hediye veriyoruz. Çekiliş hala devam ediyor katılmayı ve Facebook'tan sayfamızı beğenmeyi unutmayın.
Çekiliş için:  http://fusyamsidusunceler.blogspot.com.tr/2014/10/kvbt-1tur-2gun-tutku-cemberi-paula.html

Facebook sayfamız:  http://fusyamsidusunceler.blogspot.com.tr/2014/10/kvbt-1tur-2gun-tutku-cemberi-paula.html

Buda tur takvimiz takipte kalın ;)

1.GÜN (14 Ekim)
Facebook Sayfası ~ Okuma Halleri

2.GÜN (15 Ekim)
Fuşyamsı Düşünceler ~ Yorum + Çekiliş

3.Gün (16 Ekim)
Kitap Kurdunun Düşünceleri ~Yorum + Alıntılar

4.Gün (17 Ekim)
Naz'lı Kitaplık ~ Yorum + Yazar Hakkında Bilgiler

5.Gün (18 Ekim)
Bin Tatlı Yıl ~ Yorum+ Kitabı Sevmek İçin 5 Neden



5 Ekim 2014 Pazar

Sen Gittiğinde Gayle Forman


Her şey bitti derken...
Sadece bir tesadüf yetebilir...

 Adam'ın Mia'yı aşkıyla hayata döndürmesinin ve Mia'nın, onun hayatından çıkmasının üzerinden üç yıl geçmiştir...


 Artık ülkenin bir ucunda yaşayan Mia'nın Julliard'da yıldızı gittikçe parlamaktadır. Adam ise Mia'nın gidişinin ardından onun için yazdığı şarkılarla grubunun dünya çağında ünlenmesini sağlamıştır. Fakat elde ettiği başarılar içindeki boşluğu doldurmaya yetmez.

Sonunda şans, sadece bir geceliğine yollarını kesiştirir.

Mia'nın evi gibi gördüğü New York'u gezerlerken birlikte geçmişe gidip kalplerini geleceğe... ve birbirlerine açacaklardır.
  


  Kitap Adam'ın ağzından 3 yıl sonrasını anlatıyor. Mia Julliard'a gitmiş, Adam'ın grubu acayip bir yükselişe geçmiş ve hepsi Adam'ın sayesinde. Mia Julliard'a gittikten sonra Adam ile olan iletişimini kesmiş, ne onu aramış ne de mesajlarına geri dönmüş resmen aralarındaki bütün bağı koparmış. Mia'yı her şeyden çok seven Adam o kadar acı çekiyor ki 1 yıl boyunca evden çıkmıyor ve şarkı sözleri yazmaya başlıyor. Grubun bir anda böylesine bir yükselişe geçmesini sağlayan da o şarkılar. Zamanla acısı azalsa da Adam o kadar kötü bir halde ki.. 3 yıl geçtiği halde Mia'yı unutamamış. Geçirdiği her gün, verdiği her röportaj, çıktığı her turne ona resmen sonsuzluk gibi geliyor. Hava almak için dışarı çıktığı zaman gazete de Mia'nın o akşam konseri olduğunu söyleyen bir haberi görüyor. Adam sırf Mia'nın müziğini dinlemek için konsere bilet alıyor. Aklından onunla konuşmak hiç geçmiyor, konser bitiminde ise onu şoka uğratacak bir şey oluyor. Mia Adam'ı kulise davet ediyor. Bütün gece konuşuyorlar ve birbirlerini yeniden tanıma fırsatı buluyorlar. 
  
  Eğer Yaşarsam'ı diğer kitabı almazsanız meraktan ölürsünüz der gibi bitirmişti yazar. O yüzden Eğer Yaşarsam'ın kapağını kapadığım gibi Sen Gittiğinde'nin kapağını açtım. Kitap ilk kitaptan çoook daha güzeldi. Kitabın yaklaşık 100-150 sayfasında Adam'ın acı çekişi anlatılmıştı normalde sayfalarca süren üzüntülerden sıkılsam da bu sefer sıkılmadım. Yazar ilk kitaba göre çok daha güzel bir iş çıkarmış.Ayrıca kitabın büyük bir bölümü New York'ta geçiyordu, New York'a gitmek istediğim ve hayranı olduğum bir yer olduğu için kitabı daha çok sevdim. İlk kitabın filmi gayet güzeldi bazı ufak tefek şeyler dışında kitabın birebir aynısıydı. Gitme fırsatınız varsa kaçırmayın :)




  




Paylaşmayı unuttuğum, 
Eğer Yaşarsam kitabının sonunda yazarın yazar olmak isteyenlere
 verdiği bir tavsiye.. 





27 Eylül 2014 Cumartesi

Kitap Alışverişiiiiiii #2

Yazmayı en çok sevdiğim yazılardan biri de kitap alışverişi. Yeni kitaplar aldığımda o kadar mutlu oluyorum ki. Birde yaşadığım yere kitap fuarının geldiğini duyunca acayip heyecanlandım ve ertesi gün hemen gittim İlk girdiğimde daha önce duymadığım yayın evleri vardı o yüzden biraz ümidimi kesmiştim taki Pegasus Yayınları'nın köşesini görene kadar. Resmen kendimi kaybettim.. Yanlış hatırlamıyorsam en büyük stand onlarındı. Almak istediğim, konusunu güzel bulduğum her kitabı aldım ve çoook mutluyum. Neyse fazla uzatmadan kitaplara geçelim.


  
Aldığım kitaplar bunlar bazıları fuardan bazıları da D&R indiriminden. 




Golem ve Cin çoğu blogda gördüğüm ve herkesin beğendiği bir kitaptı bende aldım, uzun zamandır Stephen King okumak istiyordum bunu seçtim umarım güzeldir. Aşk Su Anı adlı kitabıda D&R indiriminde gördüm konusu ilgimi çekti.


 Hayatımın Aşkı ve Bir Soru Bir Aşk'ı daha önce duymamıştım umarım beğenirim. Serseri'yi ise bir vloggerım tavsiyesi üzerine aldım.


Bana kitap okumayı sevdiren yazar P. C. Cast'ti o yüzden kitabı almam için onun adının geçmesi yeterli :D 


Kitapların üçüde ciltli, ciltli kitapları hep sevmişimdir. Efsane'yi bu aralar herkes okuyor konusunuda sevdim dolayısıyla hemen aldım. Kağıttan Kentler'in Aynı Yıldızın Altında'dan daha güzel olduğunu söylediler tabii bende çok merak ettim nasıl diye umarım dedikleri kadar vardır. Mucizeler Çağı'nın kapağını çok beğendim ve konusuda bir o kadar ilginç çıktı beğeneceğime eminim.


Artık Cehennem Makineleri serisini bitirme vakti geldi ama okunucak bu kadar kitap varken Mekanik Prensesi ne zaman okurum bilemiyorum. Eğer Yaşarsam'ı yazar öyle bir bitirmişti ki Sen Gittiğinde' yi almazsam meraktan ölürdüm.


Sonunda Sherlock Holmes alabildim. Hayatımda ilk defa Sherlock Holmes okuyacağım.
Tamam vurmayın :D. Dünyayı Yöneten Gizli Örgütleri tamamen merktan aldım.     

                   
       
                                                Pegasus yayınlarının köşesi.. 


 Buda kitap fuarından bir kare son gündü ve yine acayip kalabalıktı. Şehrinize kitap fuarı gelirse sakın kaçırmayın bütün standlar indirimde oluyor. Sherlock Holmes kitaplarını 7 liraya aldım..

Çok mutluyum, okuyacağım bir sürü kitabım oldu anlaşılan uzun bir süre kitap alışverişi yapmayacağım. Kendinize iyi bakın :))