31 Ağustos 2014 Pazar

Tut Elimi Rebecca Donovan


Onu kurtarabilecek olan tek şey aşktı... geldi ve o en umutsuz anda kalbini kıskıvrak yakaladı. Weslyn'in Connecticut eyaletinde hayat olağan deviniminde akıp gitmektedir. Fakat Emma Thomas'ın tek isteği çevresi tarafından görünmez olmaktır. Onun tüm çabalarının sebebi, gördüğü zulmün eseri, vücudunda biriken yara izlerini gizleyerek hayatını her şey yolundaymış gibi göstermektir. Fakat Emma, bir gün Evan adında bir adamın çıkagelip tek günde hayatını değiştireceğini nereden bilebilirdi? Aşk ona, sırlarını açığa çıkarmak pahasına da olsa kabuklarından sıyrılma şansı tanıdı. Bir genç kızın hayatını değiştiren aşk hikayesi, sessiz çığlıkları ve umuda pamuk ipliği ile tutunuşu:Tut Elimi 'Umut pamuk ipliğine bağlıysa aşk bir mucizedir...


Emma babasını küçük yaşlarda kaybetmiş annesi de alkolik olduğu için amcasının evinde yaşayan liseye giden bir kızdır. Tabii her şey bununla bitmiyor. Yengesi yani Carol Emma'nın onlarla yaşamasından hoşnutsuzdur bu yüzden Emma'ya sürekli şiddet uyguluyor, hakaret ediyor ve ev işlerini yaptırıyordur.  Emma derslerinde çok iyi spor yapan başarılı bir kızdır. O evden ayrılmak içinde gün sayıyordur. Emma'nın tek arkadaşı vardır oda Sara. Sara Emma'ya göre daha çok dikkat çeken bir kızdır. Birlikte takılsalar da Emma'yı genelde kimse farkına varmaz. Emma da bu halinden gayet memnundur. Takii Evan Mathews adındaki yakışıklı bir çocuk Emma' yı fark edene kadar. Evan da Emma gibi başarılı , sporcu ve çook yakışıklıdır. Başta Emma Evan'ın arkadaş olma çabalarına karşı koysa da sonradan arkadaş olurlar. Evan baştan beri Emma'ya aşıktır fakat Emma onunla böyle bir ilişkiye girmek istemiyordur. Emma Evan'dan ne kadar kaçsa da sonunda kendisi de yavaş yavaş Evan'ın çekimine kapılmaya başlar. 
   
Kitap uzun zamandır okuduğum en akıcı kitaplardan biriydi. 2 günde soluksuz okudum resmen. Yengesinin tüm eziyetlerini çekmek zorunda değil birisine söylese her şey son bulacak ama Carol'ın iki çocuğu vardır ve Emma onların annesiz büyümesini istemiyordur. Ben olsam katlanır mıydım bilmiyorum ya da bu kadar güçlü olur muydum.İkinci kitapta neler olabilir ki düşünüyordum çünkü kitaba genel olarak baktığımızda pek seri olacak bir kitap değil gibiydi ama sonra üçüncü kitabın çıkacağını duydum. Şaşırdım ama sevindim de umarım kısa zamanda çıkar. Sizde okuduysanız sizin de yorumlarınızı bilmek isterim :) Keyifli okumalar :)

Bir şey söyleyemeyeceğimi bilerek üzerindeki örtüyü fırlatıp ayaklarını yere sarkıttı. '' Hadi, şeytan evde olmadığını fark etmeden önce seni cehenneme geri götürelim.'' Aslında söylediği şey komik sayılırdı ama bu sözler, gerçeğe gülemeyeceğim kadar yakındı.

Elime geçen boş bir kağıda şunları karaladım: 
Sen 'biz' diye bir şey olduğunu mu varsayıyorsun?
Evan ise cevap olarak yalnızca,
Henüz değil yazmıştı.


O gece, yatakta yatarken söylediklerini bir kez daha düşündüm. Bir anda elinden kayıp gideceğini bile bile, içinde bulunduğun anın olabildiğince tadını çıkartmak daha mı iyiydi gerçekten de? Kaçınılmaz sona rağmen , bir şeyleri  yaşamaya değer miydi? Buna karar verebilmek için o kaçınılmaz sonun ne olduğunu bulmalıydım önce. Kırık bir kalp mi yoksa kırık kemikler mi?


Üniversitede burs alabilmek için mükemmel bir ortalamaya sahip olmam gerekiyordu. Üzerinde kontrol sahibi olduğumu hissettiğim tek şey buydu ve açıkçası bu benim için bir kaçış planından ziyade daha çok bir ' hayatta kalma' stratejisiydi.
Öyle anlaşılması güç bir danstı ki  bu aramızdaki, dokunmadan dokunmak, söylemeden bilmek, dile getirmeden hissetmek durumunda kalmıştık. İnce, çok ince bir çizgide yürüyen iki arkadaştık. Ve varlığıyla öylesine başım dönmüştü ki, kendi ellerimle çizdiğim çizgiyi umursamayan adımlarımın farkına varamıyordum.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder