18 Ekim 2014 Cumartesi

Mim #3:Biraz Müzik Biraz Ben

Vinyl💿

Çok eğlenceli bir mimdi. Beni mimlediği Naz'lı Kitaplığa çok teşekkür ederim :)

1. Müzik denildiğinde aklınıza gelen ilk kelime?
Rahatlatıcı. Gergin olduğum, sinirli olduğum, mutlu olduğum kısacası her türlü zamanımda beni rahatlattığı ve düşüncelerimden uzaklaştırdığı için rahatlatıcı diyeceğim.

2.Hiç müzikten bıktığınız oldu mu? Veya dinlemeye ara verdiğiniz?
Hayır, asla olmadı olmaz da. Ders çalışırken, arabada giderken, yürürken, kitap okurken, otururken, yemek yerken neredeyse her zaman dinliyorum. Benim için nefes almak gibi bir şey. 
                                      
                                           image

3.Hayatınız boyunca hayranı olduğunuz bir ses sanatçısı oldu mu? Posterlerini odanıza astığınız, fan dediğimiz türden yani?
Evet, bir kaç yıldır Justin Bieber hayranıyım. İlk dinlediğimde hiç sevmemiştim ama sonradan bir şey oldu kendimi onu dinlerken buldum, neredeyse her şarkısını biliyorum. Daha önce dinlememiş olsam şu an dinletseler sever miydim bilmiyorum, geçmişten gelen hayranlıkları bırakmak zor :D Ayrıca Imagine Dragons, Duman, Ed Sheeran, Bruna Mars, Coldplay, Train, Birdy, One Republic gibi bir çok grup ve sanatçıyı da çok seviyorum.

4. Kitap okurken müzik dinler misiniz? 
Evet dinlerim. Genelde kitabın türüne uygun müzik dinlerim. Mesela romantik-dram türü olan bir kitabı okurken elektronik müzik dinlemem daha yavaş ona uygun parçalar dinlerim.

5. Çok klasik ama yine de sormak istiyorum. Sizin türünüz ne?
Aslında bulunduğum moda göre değişir ama pop ve slow parçalar diyeceğim.

6.Asla dinlemem dediğiniz bir tarz var mı?
Çoğu bloggerın dediği gibi bende Arabesk rap diyeceğim. Asla dinlemem.

7. Size bir şarkıcı olsanız kim olmak isterdiniz desem?
Selena Gomez. Net.

8.İmkanınız olsa ülkemizde müzikle ilgili neyi veya neleri değiştirmek isterdiniz?
Ön yargılar diyeceğim. Ülkemizdeki çoğu kişinin bazı yabancı şarkıcılara karşı ön yargılı bir tavrı var. İnsanlar birbirlerine karşı saygılı olmalılar. 
                                           
                                              qoute | Tumblr

9. "Bu şarkı benim!" dediğiniz bir şarkı var mı? 
Öyle dediğim bir şarkı yok ama dinlemekten bıkmayacağım ve çok sevdiğim bir şarkı var; One Repuclic- Apologize


10. TV'lerde bol bol yayınlanan Talk Show programları hakkında ne düşünüyorsunuz? Özellikle sunucusunun ses sanatçısı olduğu programlardan bahsediyorum.
Talk Show olarak Ellen ve Jimmy Kimmel izliyorum. İkisini de çok eğlenceli showlar herkese tavsiye ederim. 

11. Kim şarkı söylemesin sorusuna vereceğiniz ilk isim kimdir?
Bu soruya cevap vermeyeceğim. Herkesin müzik zevki farklıdır.Ben hoşlanmadığım kişileri ve şarkıları dinlemiyorum, onlarda bana kalsın. 

Çok eğlenceli bir mimdi. Bu eğlenceli mim için Agnes WoodKitapların SenfonisiKitap Keyfim ve Fuşyamsı Düşünceleri mimliyorum :)

16 Ekim 2014 Perşembe

KVBT 1.Tur 3. Gün. | Tutku Çemberi - Paula Quinn | Yorum ve Alıntılar


Sayfa Sayısı: 365
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Epsilon Yayınları



O her kadının hayaliydi… Esmer, yakışıklı ve 'Tutkulu' lakabına sahip Lord Brand Risande, baştan çıkarıcılığın vücut bulmuş haliydi. 

Ama savaş alanı ve yatak odasındaki hünerinin altında çok acı bir sır vardı: kalbini mühürleyen ihanet. Herkese korku salan bu şövalye, savaşta kazandığı toprakların başına geçmek üzere yola çıktığında en heybetli düşmanıyla karşı karşıya geleceğinin farkında bile değildi.


…Fakat yalnızca bir kadının kaderiydi. Leydi Brynnafar Dumont halkını korumak için her şeyi yapmaya kararlıydı… Buna babasını yenen vahşiyi baştan çıkarmak da dahil. Soğukkanlı bir canavar beklerken, onun yüzüne bile bakmayan son derece çekici bir erkekle karşılaşacaktı. Tüm masumiyetine rağmen, mücadeleye değecek tek savaşta Lord Brand'i yenmek için tüm cazibesini kullanmak zorundaydı…
Aşk savaşında…



                                        ________________________________


İlk turumuzun üçüncü günü ve çok mutluyum. Bize destek olan epsilon yayınlara teşekkür ederim :)

 Lord Richard'ın kızı leydi Brynna babasıyla Avarloch'ta ki kalelerinde yaşayan çok güzel, özgür ruhlu, güçlü bir kızdır. Lord Richard hayatı boyunca hiç bir savaşta yenilmeyen, dıştan ne kadar sert görünse de kızının yanında melek gibi bir adama dönüşen savaşçı bir babadır. 

  Taki bir savaşta Normandiya'lı Lord Brand'e yenilene kadar. Her yenilginin bir bedeli vardır, bu yenilginin bedeli ise kaleyi Lord Brand'e vermektir. Brynna bunu duyunca resmen yıkılır. Halkını ve kaleyi orada bırakıp gitmek istememektedir ve bunun için tek çözüm barışın devam etmesini sağlayıp Lord Brand'le evlenmektir. 

  Brynna tanımadığı bir adamla evlenmeyi istemese de halkı için bunu tereddüt etmeden kabul eder fakat Brynna'nın fikri Brand'i gördüğü anda değişir ve onu iki yıl öncesine, gölde bir kadınla  yüzerken gördüğü ve yüzünü asla unutamadığı adama götürür. Brynna Brand'in o anki mutluluğunu ve aşkla dolu gülüşünü asla unutmaz. Evlenirken bile kendisine Brand'i sevmemeyi çünkü onun başka bir kadını sevdiğini tembihleyen Brynna bunun boşuna olduğunu anlar. Çünkü gün geçtikçe o Brand'e daha çok bağlanmaktadır ve onunda aynı şekilde hissetmesini isteyip Brand'in kalbindeki buzulları eritmeye kararlıdır. 

 Bugüne kadar tarihi romanlara karşı çıktığım için kendime kızdım. İlk kez 1600'lerde geçen bir kitap okudum ve bu kadar seveceğimi tahmin etmezdim. Brynna'yı çok sevdim, özgür ruhlu ve güçlü olması zaten beni ona resmen bağladı.

 Brand ile olan atışmalarını okumak çok zevkliydi. Şimdi Brand deyip susmak istiyorum. Ama olmazzz. O nasıl bir karakterdir ya gülüşüyle yapamayacağı şey yok. Resmen aşık oldum.

 Çok akıcı bir kitaptı nasıl geçtiğini anlayamadan bitirdim. Tarihi aşk romanları sevmiyorsanız bile bence bir kez daha şans vermelisiniz. Keyifli okumalar :)



''Avarloch'tan ayrılmıyorum. Bundan emin olabilirsin. Ve eğer seni görmezden gelmek işe yaramazsa-'' şimdi tıpkı Brand gibi şeytani bir şekilde gülümsüyordu-''seni yatağında öldürebilirim.'' Brand görenlerin kalbini sıkıştıracak bir şekilde sırıttı.
 ''Bu kulağa çok çekici geliyor.''



''Bana gülümsüyorsun,'' diyerek kızardı Brynna. ''Bakışlarının arkasında başka anlamlar gizlenmeden bana ilk kez gülümsüyorsun.'' ''Bakışlarımın seni daha önce öpmek istediğini gizlediğini sanmıyorum.'' dedi Brand




''Seni bu kadar mahvedecek ne yaptı?'' diye sordu Brynna.
''Onu sevmemi sağladı.''
 diye cevap verdi Brand sessizce.



''Ah Tanrım, ya bu alçağa aşık olursa, o zaman ne yapacaktı? Brynna yavaşça kafasını iki yana salladı ve aşkla ilgili çocuksu düşüncelere kapıldığı için kendine kızdı. Buna rağmen Brand'in kollarının arasında olduğu anların hatırası aklına hücum etti ve o an, onu sevmenin kendisine yetmeyeceğini anladı. Onun tarafından da sevilmek istiyordu.''



''Brand'in onu seveceğine dair ettiği yemini dinleyen Brynna, adamın sözlerinde gizkenen bir umut duymuştu. Çenesini yukarı kaldırdı ve omuzlarını dikleştirdi. O bir savaşçının kızıydı. Ne kadar süreceği umrunda değildi, ne olursa olsun bu adamın kalbini kazanacaktı.''



''Beni mutlu edeceksin Brynna. Sadece sana bakmak bile beni mutlu ediyor.''
Dük William'ın sözleri kulaklarında yankılandı. Savaşmaktan başka seçeneği olmadığını biliyordu. Şansına, savaşmak bildiği bir şeydi. Bir şekilde bu savaşçının aşkını kazanmalıydı. Donuk kalbini eritmenin bir yolunu bulmalıydı.''Savaşmaya değer.'' ''Evet, o savaşmaya değer,'' diye fısıldadı ve siyah buklelerini okşadı. ''Ve benim sevgili savaşçım, kazanan ben olacağım.''


Çekilişe katılan kişilerden birine kitabı hediye veriyoruz. Çekiliş hala devam ediyor katılmayı ve Facebook'tan sayfamızı beğenmeyi unutmayın.
Çekiliş için:  http://fusyamsidusunceler.blogspot.com.tr/2014/10/kvbt-1tur-2gun-tutku-cemberi-paula.html

Facebook sayfamız:  http://fusyamsidusunceler.blogspot.com.tr/2014/10/kvbt-1tur-2gun-tutku-cemberi-paula.html

Buda tur takvimiz takipte kalın ;)

1.GÜN (14 Ekim)
Facebook Sayfası ~ Okuma Halleri

2.GÜN (15 Ekim)
Fuşyamsı Düşünceler ~ Yorum + Çekiliş

3.Gün (16 Ekim)
Kitap Kurdunun Düşünceleri ~Yorum + Alıntılar

4.Gün (17 Ekim)
Naz'lı Kitaplık ~ Yorum + Yazar Hakkında Bilgiler

5.Gün (18 Ekim)
Bin Tatlı Yıl ~ Yorum+ Kitabı Sevmek İçin 5 Neden



5 Ekim 2014 Pazar

Sen Gittiğinde Gayle Forman


Her şey bitti derken...
Sadece bir tesadüf yetebilir...

 Adam'ın Mia'yı aşkıyla hayata döndürmesinin ve Mia'nın, onun hayatından çıkmasının üzerinden üç yıl geçmiştir...


 Artık ülkenin bir ucunda yaşayan Mia'nın Julliard'da yıldızı gittikçe parlamaktadır. Adam ise Mia'nın gidişinin ardından onun için yazdığı şarkılarla grubunun dünya çağında ünlenmesini sağlamıştır. Fakat elde ettiği başarılar içindeki boşluğu doldurmaya yetmez.

Sonunda şans, sadece bir geceliğine yollarını kesiştirir.

Mia'nın evi gibi gördüğü New York'u gezerlerken birlikte geçmişe gidip kalplerini geleceğe... ve birbirlerine açacaklardır.
  


  Kitap Adam'ın ağzından 3 yıl sonrasını anlatıyor. Mia Julliard'a gitmiş, Adam'ın grubu acayip bir yükselişe geçmiş ve hepsi Adam'ın sayesinde. Mia Julliard'a gittikten sonra Adam ile olan iletişimini kesmiş, ne onu aramış ne de mesajlarına geri dönmüş resmen aralarındaki bütün bağı koparmış. Mia'yı her şeyden çok seven Adam o kadar acı çekiyor ki 1 yıl boyunca evden çıkmıyor ve şarkı sözleri yazmaya başlıyor. Grubun bir anda böylesine bir yükselişe geçmesini sağlayan da o şarkılar. Zamanla acısı azalsa da Adam o kadar kötü bir halde ki.. 3 yıl geçtiği halde Mia'yı unutamamış. Geçirdiği her gün, verdiği her röportaj, çıktığı her turne ona resmen sonsuzluk gibi geliyor. Hava almak için dışarı çıktığı zaman gazete de Mia'nın o akşam konseri olduğunu söyleyen bir haberi görüyor. Adam sırf Mia'nın müziğini dinlemek için konsere bilet alıyor. Aklından onunla konuşmak hiç geçmiyor, konser bitiminde ise onu şoka uğratacak bir şey oluyor. Mia Adam'ı kulise davet ediyor. Bütün gece konuşuyorlar ve birbirlerini yeniden tanıma fırsatı buluyorlar. 
  
  Eğer Yaşarsam'ı diğer kitabı almazsanız meraktan ölürsünüz der gibi bitirmişti yazar. O yüzden Eğer Yaşarsam'ın kapağını kapadığım gibi Sen Gittiğinde'nin kapağını açtım. Kitap ilk kitaptan çoook daha güzeldi. Kitabın yaklaşık 100-150 sayfasında Adam'ın acı çekişi anlatılmıştı normalde sayfalarca süren üzüntülerden sıkılsam da bu sefer sıkılmadım. Yazar ilk kitaba göre çok daha güzel bir iş çıkarmış.Ayrıca kitabın büyük bir bölümü New York'ta geçiyordu, New York'a gitmek istediğim ve hayranı olduğum bir yer olduğu için kitabı daha çok sevdim. İlk kitabın filmi gayet güzeldi bazı ufak tefek şeyler dışında kitabın birebir aynısıydı. Gitme fırsatınız varsa kaçırmayın :)




  




Paylaşmayı unuttuğum, 
Eğer Yaşarsam kitabının sonunda yazarın yazar olmak isteyenlere
 verdiği bir tavsiye..